Skip to main content

Besi sığırlarının adaptasyon sürecini kolay şekilde yönetmek

February 2, 2022

Sığırlar bir geçiş süreci sırasında; taşıma, diğer sığırlarla ve insanlarla etkileşim ya da beslenme değişiklikleri gibi çeşitli stres faktörleri yaşarlar:

Bu stresörler sığırlar üzerinde büyük bir etkiye sahip olabilir ve bağışıklık direncinde düşüş, böbrekler tarafından mineral atılımının artması, işkembe hareketliliğinde azalma veya yetersiz besin emilimiyle artan besin gereksinimi gibi sorunlara yol açabilir.

Stres, solunum yolu hastalığına yol açabilir.

Bağışıklık işleviyle ilgili olarak, yaygın ve son derece endişe verici bir konu da, sığırların performansını güçlü şekilde etkileyebilen BRD- sığır solunum yolu hastalığıdır.

Yapılan bir araştırmada, BRD- Solunum yolu hastalığı nedeniyle tedavi edilen sığırların ortalama günlük canlı ağırlık kazançlarında düşüşler yaşandığı görülmüştür. Bu hayvanların genellikle daha düşük mermerleşme ve et kalitesi değerlerine sahip et ürettiğini bilmek de önemlidir. Tüm bu faktörler göz önüne alındığında, BRD'nin azaltılması yalnızca hayvanın yaşam kalitesi için değil, üreticinin karlılığı ve tüketicinin memnuniyeti için de önemlidir.

Uygun sağlık koşulları fark yaratır.

Çiftliğe yeni gelen hayvanların sağlığı geldikleri yerden etkilenirken, aynı zamanda kabul yerinin sağlık önlemleri ve yönetiminden de büyük ölçüde etkilenir. Örneğin; aşılama türü, kullanılan antibiyotik türü ve parazit önleyici ürün türü hayvanların sağlık koşullarını etkileyebilir. Bu nedenle, üreticilerin sürüleri ve tesislerinin sağlık koruma önlemleri hakkında özenli bir anlayışa sahip olmaları büyük bir önem taşımaktadır.

Beslenme çok önemlidir.

Yönetimden bahsederken, çiftliğe varışta sığırların uygun şekilde beslendiğinden ve su ihtiyaçlarının tam olarak karşılandığından emin olmak gerekir. Bu hayvanlar için özel bir varış rasyonuna sahip olmak ve temiz içme suyunun hazır bulunmasını sağlamak çok önemlidir. Varış rasyonlarının günde birkaç kez küçük miktarlarda verilmesi tavsiye edilir, bu şekilde, hayvanlar arasındaki rekabet azalır ve her birinin yeterli miktarda protein ve enerji alması mümkün olabilir. Çiftliğe gelen sığırlar bazen çeşitli nedenlerle yüksek riskli olarak kabul edilebilir. Bu dönem, bu hayvanların iyileşmeleri ve normal rumen işlevlerini kazanabilmelerine yardımcı olmak için de kritik bir dönemdir.

Uzmanlar, uygun bir varış rasyonunun ham protein ve kuru madde bileşiminin %13'ten az olmasını tavsiye etmektedir. Gerçekten de, bazı araştırmalar, adaptasyon rasyonlarının ham protein seviyesinin veya enerji seviyesinin yükseltilmesi durumunda, sadece hastalık oranlarının değil, aynı zamanda hastalık şiddetinin ve dolayısıyla ölüm riskininin de arttığını göstermiştir.

Ek olarak, varış rasyonu tipik olarak yem bakımından daha zengin ve lif bakımından daha yüksek olduğu için, kaba yem saplarının kısa tutulması, hayvanların yemi tüketirken seçme olasılığını da azaltacaktır. Bu önemlidir, çünkü hayvanların yem seçmeleri çok fazla nişasta veya protein yemesine ve pH seviyesinde dalgalanmalara neden olabilir.

Çiftliğe gelen sığırların tüm besin ihtiyaçları göz önünde bulundurulmalıdır.

Varış rasyonunda bulunan besin maddelerini de dikkate almak önemlidir. Yeni gelen hayvanlara uygun besinlerin sağlanması bağışıklığı, sindirilebilirliği, enerji ve protein dengelerini iyileştirecektir.

Yeni gelen sığırlarda rumen ve bağışıklık sisteminin işlevselliğini iyileştirmek için aşağıdakileri içeren rasyonları dikkate almak önemlidir:

• Yüksek düzeyde sindirilebilir lif

• Maya

• Mannan oligosakkaritler (MOS)

• Yavaş salınan nitrojen

• Vitaminler

• Mineraller

Varış süresi sığırları en iyi performansta almak için çok kritiktir. Vitaminler, mineraller ve diğer takviyeler, yemlerini iyileştirmeye yardımcı olabilir ve bu sığırların yeni yuvalarına uyum sağlamalarında temel olabilir. Çalışmalar, organik çinko ve selenyum, canlı maya ve mannan oligosakkaritlerin potansiyel olarak yüksek riskli bu sığırlarda hastalık ve ölümün azaltılmasında büyük rol oynayabileceğini göstermektedir. Çoğu zaman, üreticiler ve beslenme uzmanları bu bileşenlerin önemini hafife alır ve bu da olumsuz sonuçlara yol açar.

İtalya'da gerçekleştirilen ve sığırların çiftliğe geldikten sonra mineral durumunu ve mineral plazma düzeylerini inceleyen bir denemede, varıştan hemen sonra kandaki çeşitli mineral seviyelerinin değerlendirilmesine odaklanılmıştır. Bu besi sığırlarının %83'ünün bakır mevcudiyeti ve %30'unun çinko bulunabilirliği ve rezervleri açısından eksik veya yetersiz durumda olduğu görülmüştür.

Hava şartları da bir stres kaynağı olabilir.

Hava durumu sığır stresinde önemli bir rol oynayabildiğinden şartların göz önünde bulundurulduğu bir yönetim anlayışı ve uygulamaları dikkate alınmalıdır.

Sağlık önlemleri yönetimi bakımından ilkbahar, yaz ve sonbahar daha az endişe vericidir, ancak kış mevsimi, kritik bir dönemdir. Üreticiler genellikle kış aylarında sıcaklık ve nem arasındaki ilişkiyi ve bunun soğuk stresine nasıl yol açabileceğini gözden kaçırmaktadırlar. Bu, sığırlar için potansiyel olarak tehlikeli bir ortam yaratabilir ve artan vakalara, daha ciddi BVD-sığır viral diyare vakalarına neden olabilir.

Düşük sıcaklığa sahip ve yüksek nemli ortamlar, sağlık önlemlerinin ve koşullarının sorunlara yol açabileceği bir risk alanı oluşturabilir ve bu durum, çiftliğe gelen hayvanlar için daha yavaş bir adaptasyon anlamına gelebilir.

Çiftliğe varış sırasında ve sonrasında ortaya çıkan, yüksek morbidite ve mortalite risklerine yol açabilen birçok zorluk bulunmaktadır. Uygun sağlık önlemlerini almak ve aşılama protokollerini uygulamak, hasta hayvanlara antibiyotik sağlamak, beslenmeleri konusunda proaktif olmak ve sığırların ırkına, taşıma detaylarına ve yılın zamanına göre hangi yönetim uygulamalarının kullanılacağını bilmek, sığır alımı ve adaptasyon süreci ile ilgili olası zorlukları azaltmanın en etkili yoludur.

Loading...