Skip to main content

Antibiyotiksiz kanatlı üretimi hakkında sıkça sorulan 3 soru

December 20, 2021

1. Hayvanları tamamen antibiyotiksiz yetiştirmek mümkün mü?

Evet, kanatlı sektöründe tamamen antibiyotiksiz hayvan yetiştirmek mümkündür. Bununla birlikte, bir hayvan hasta olduğunda ve bir antibiyotiğe ihtiyaç duyduğunda, hayvanları, insanları ve gıda sistemimizi güvende tutmak için ne gerekiyorsa yapmalıyız.

İrlanda’daki Alltech Avrupa Biyobilim Merkezi’nin araştırma direktörü Dr. Murphy’ye göre tarımda antibiyotik kullanımı, hayvan refahı üzerindeki önemli etkiler nedeniyle, tamamen durdurulamaz ve durdurulmamalıdır, ancak bunun mantıklı bir şekilde yapılması gerekiyor. Dr. Murphy, endüstrinin antibiyotik büyütme faktörlerini (ABF) tamamen ortadan kaldırmaya bakması gerektiğini ve birçok ülkenin antimikrobiyal direnç endişeleri nedeniyle ABF ile ilgili politikaları zaten uygulamaya koyduğunu söylüyor.

Alltech Kanada'nın kanatlı teknik müdürü Dr. Kayla Price da kanatlı üretiminde akılcı antibiyotik kullanımının ve azaltılmasının kalıcı olacağına inanıyor.

Dr. Price, genel tavuk sağlığında bütünsel bir yaklaşım izlediğimizden emin olmamızın gerçekten önemli olduğunu ve özellikle, bağırsak sistemini yumurtadan çıkışa kadar ele almamız gerektiğini vurguluyor.

Antibiyotikleri ortadan kaldırmak için tek bir kesin çözüm bulunmuyor. Beslenme ve biyogüvenlik de başarıyı sağlamada oldukça büyük bir öneme sahip.

Alltech ABD’de kümes hayvanları veterineri olan Dr. Dulmelis Sandu, gıda üretimi için yetiştirilen hayvanların sorumlusu olarak, -bazıları antibiyotik desteğini veya müdahalesini gerektiriyor olsa da- üretimin her aşamasında hayvanlar için en iyi olanı destekleyen seçenekleri uygulamak gerektiğini belirtiyor.

Endüstri olarak, hayvanlarda kullanılan antibiyotik miktarlarını önlemede veya en azından azaltmada, doğru yönetim ve yetiştirme uygulamalarını sunmak bakımından  bir sorumluluğumuz bulunuyor. Bu sorumluluğumuzun temelinde, hayvan refahı ile ilgili potansiyel etkileri, antibiyotik kullanımının ekonomik maliyetlerini ve genel olarak hayvan sağlığını iyileştirme amacı bulunuyor.

Kanatlı üretiminde antibiyotik kullanımını azaltmak veya ortadan kaldırmak için birçok yaklaşım bulunuyor. Bir yem katkı programı kullanmak gibi önleyici bir yaklaşım, antibiyotik kullanılmadığında karşılaşılan zorlukların azaltılmasına, uzun vadeli sürü sağlığı ve refahına yardımcı olabilir.

2. Hayvanların antibiyotik tüketimi insanlardaki antibiyotik direncini etkiler mi?

Ulusal Tıp Akademisi'ne göre, hayvanlarda antibiyotik kullanımı, antibiyotiğe dirençli bakterilerin insanlarda yayılmasına yol açmaktadır. Spesifik olarak, antibiyotik direnci bakteriler arasında geçiş yapabilmekte ve bu bakteriler insanlar, hayvanlar ve çevre arasında hareket edebilmektedir. Antibiyotiklerin insan kaynaklı yanlış kullanımı düşünüldüğünde, hayvansal üretimden antibiyotiklerin çıkarılması direnci durdurmasa da bizim sorumluluğumuz bu riski mümkün olduğunca azaltmaktır. Hayvan tüketiminin ne kadar bağlantılı olduğuna bakılmaksızın, genel direnç riskini en aza indiren stratejilere odaklanmamız gerekmektedir.

Antibiyotik direnci, mevcut tedavilere giderek daha az duyarlı olan bakteri suşlarındaki sürekli artış nedeniyle neslimizin en büyük zorluklarından biri olma potansiyeline sahiptir. Antibiyotik kullanımının bir dezavantajı da, bağırsak mikrobiyomu üzerindeki spesifik olmayan etkileridir. Aslında, bunların kullanımı, dirençli türlerin sürekli çoğalmasına izin vererek, bağırsak mikrofloral çeşitliliğinde genel olarak azalmaya yol açabilmesidir. Bunun hem sürü sağlığı hem de performansı üzerinde olumsuz etkileri olmaktadır. Bir strateji, mikrofloral çeşitliliği rehabilite etmek için mannan bakımından zengin fraksiyonlara (MRF) sahip besin takviyelerinin kullanılmasını içerir. Bu yaklaşım, ticari üretimde önemli bir pratik değer yaratırken diğer taraftan tüketici sağlığı ve refahını olumlu yönde etkileyebilmektedir.

3. Antibiyotiklerle tedavi edilen hasta hayvanlar yine de pazara gidebilir mi?

Evet, antibiyotiksiz hayvan yetiştirmeye odaklanan orta ve büyük çiftliklerde bile, eğer bir hayvan hastaysa ve antibiyotik tedavisine ihtiyaç duyuyorsa, sürüden ayrılarak geleneksel pazarlardan geçmeye devam edebilir. Bununla birlikte, kanatlı eti veya yumurta ürünlerinde hiçbir antibiyotik izi kalmamasını sağlamak için bir geri çekme süresi gerekecektir. Et üretiminde antibiyotik tedavisi görmüş bir hayvan aynı sürüyle geri gönderilmez veya antibiyotiksiz yetiştirilmiş olarak etiketlenmez.

Sonuç olarak, antibiyotikler hayvansal üretimde, genel performansın ve üretkenliğin korunmasına yardımcı olabilir. Antibiyotikleri üretim sistemlerinde “büyümeyi teşvik edici” olarak yasaklayan ülkelerde, nüfusun artan gıda talebini karşılamak için başka alternatifler araştırılmaktadır. Yüksek biyogüvenlik ve gelişmiş beslenme, odaklanılması gereken iki alandır. Beslenme, hayvanlarda gelişmiş sağlığı ve verimi güvenceye almak için kritik öneme sahiptir. Gıda tedariğini sürdürmek ve kanatlı hayvanlarını korumak için her üreticinin işletmesinde bağırsak sağlığını ve bağışıklığı güçlendiren besleme uygulamalarına büyük önem vermesi gerekmektedir.

 

Loading...