Skip to main content

Küçük ölçekli, büyük etki: Agroekoloji ve iklim değişikliği

Küçük ölçekli çiftçiler, iklim değişikliği söz konusu olduğunda bir fark yaratabilir mi?

İlk bakışta, zorluğun ölçeğini düşündüğünüzde bunu öngörebilmek oldukça zor. Global ısınma, daha önce hiç olmadığı kadar yüksek sıcaklıklara, yükselen deniz seviyelerine, daha aşırı hava koşullarına ve daha fazla orman yangınına yol açtı. Paris Anlaşması gibi çok uluslu anlaşmalarla uluslararası ölçekte iklimin etkilerinin azaltılmasına yönelik çalışmalar yapılmaktadır. Sera gazlarının gezegenimiz üzerindeki etkileriyle mücadele etmek büyük bir çaba gerektirecektir. Tarım, iklim değişikliği üzerinde büyük bir etki yapma potansiyeline sahip bir sektördür, peki küçük ölçekli çiftçiler bu konuda neler yapabilir?

Bu tek bir yanıtı olan bir soru değil. Ancak agroekoloji ilkeleri, küçük ölçekli çiftçilerin değişen iklimimize uyum sağlamasına ve hatta bu iklimde başarılı olmasına yardımcı olmanın anahtarı olabilir ve nihayetinde gezegenin geleceğinde bir fark yaratabilir.

Agroekoloji nedir?

Agroekoloji kısaca, yalnızca gıda yetiştirmekten fazlasını hesaba katan sürdürülebilir tarıma bütünsel bir yaklaşımdır. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü'ne göre, agroekoloji "sürdürülebilir ve adil bir gıda sistemi için ele alınması gereken sosyal yönleri göz önünde bulundurarak bitkiler, hayvanlar, insanlar ve çevre arasındaki etkileşimleri optimize etmeye çalışır."

Bazıları buna bilim diyor. Diğerleri buna bir hareket veya çiftçilik sistemi diyor. Nasıl sınıflandırırsanız sınıflandırın, agroekoloji, doğal kaynakları onlara zarar vermeden kullanmaya odaklanırken, aynı zamanda toplulukları besleyen ve güçlü yerel ekonomiler inşa eden ve nihayetinde çoğu insan için en iyi olanı yapan sürdürülebilir bir gıda sistemi yaratmaya odaklanır.

Amerika Birleşik Devletleri'nden Etiyopya'ya kadar dünyanın dört bir yanındaki kuruluşlar, agroekolojiyi savunuyor ve daha sürdürülebilir bir geleceğe giden yolu açan küçük ölçekli çiftçileri destekliyor.

İklim değişikliğiyle mücadele, her seferinde bir çiftlik

Global olarak geçerli tek bir agroekolojik ilkeler dizisi yoktur. Her konum, topluluk ve mikro iklim farklıdır ve farklı çözümler gerektirir. Ancak uygulama ve ilkelerin çoğu hem bireysel olarak hem de, özellikle bir tarım sistemi olarak iklim değişikliğiyle doğrudan mücadele ediyor. İşte birkaçı:

  • Pestisitleri azaltmak veya ortadan kaldırmak: Agroekolojik tarım sistemleri, iklim değişikliğine katkıda bulunan kimyasallarla doldurulmuş pestisitler kullanmak yerine, zararlıları uzaklaştıran bitkiler gibi biyolojik yöntemlere güveniyor. Her zaman pestisitlerin tamamen reddedilmesi gerekmez. Kimyasal zararlı yönetimi yöntemlerinin kullanımını azaltmak bile iklim değişikliğiyle mücadeleye yardımcı olabilir. Dünyadaki tarım arazilerinin yaklaşık %75'ini oluşturan küçük ölçekli ve aile çiftlikleri ile pestisit kullanımının azaltılması veya ortadan kaldırılması hızla büyük bir etki yaratabilir.
  • Daha sağlıklı topraklar yaratmak: Agroekolojik tarım ayrıca toprak sağlığını iyileştirmeye odaklanır. Bu kategori, topraktaki organik madde miktarını arttırmak, topraktaki besin maddelerini yenilemeye yardımcı olan örtü bitkileri dikmek, çiftlik hayvanlarını bitkisel üretimle bütünleştirmek ve hayati olarak, gelecek için daha iyi uygulamalar oluşturmaya yardımcı olmak için yerel çiftçiler arasında bilgi paylaşımı gibi uygulamaları içerir. Toprak, atmosferdeki karbonun iki katından fazlasını içerir ve daha fazla karbon içeren toprak, bitkiler, gezegen ve çiftçiler için daha iyidir. Daha sağlıklı toprak daha fazla su tutar ve daha fazla besin maddesi sağlar, bu da iklim değişikliğinin önemli bir etkisi haline gelen aşırı hava koşulları nedeniyle mahsulleri daha az kayıp riskiyle karşı karşıya bırakır.
  • Bitkileri çeşitlendirmek: Agroekolojik çiftçiler, tüm yumurtalarını tek bir sepete koyup tek bir ürüne güvenmek yerine, bulundukları yere ve mikro iklime uygun çeşitli ürünler ekerler. Bu, yalnızca tek bir mahsulün hastalık, zararlı veya hava koşulları nedeniyle kaybolma riskini azaltmaya yardımcı olmakla kalmaz, aynı zamanda toprak bozulmasıyla da savaşır ve yerel topluluklar için mevcut olan çeşitli gıdaların miktarını arttırır. Ekim nöbeti uygulanabilir, bu da toprağın kendini yenilemesine izin verir ve kimyasal gübre ihtiyacını azaltır. Uzun dönemde sonuçlar: daha sağlıklı topraklar, daha dayanıklı çiftçiler ve değişen iklim karşısında bile daha az gıda güvensizliği.
  • Atıkların yeniden kullanılması: Gübreden bitki artıklarına kadar, tarımsal üretim sürecinde her zaman bir miktar atık vardır. Ancak agroekoloji, bu ürünlerde potansiyel olduğunu kabul ediyor. Daha fazla sera gazı emisyonu üreten bir uygulama olan mısır sapları gibi bitki artıklarını yakmak yerine, bu organik madde toprağı zenginleştirmek için tarlalara geri döndürülebilir veya hayvan yemi olarak kullanılabilir. Hayvancılıktan kaynaklanan atıklar, fosil yakıtlar yerine bir enerji kaynağı olarak kullanılabilir ve bu da tarımdan kaynaklanan global sera gazı emisyonlarını daha da azaltır.
  • Bilgi paylaşımı: Agroekoloji, tarımın sosyal yönlerinin önemini kabul eder. Agroekoloji, en iyi uygulamaları paylaşarak ve belirli bitkiler, zorluklar veya iklimler için neyin en iyi olduğu hakkında bilgi yayarak, küçük ölçekli çiftçileri herkesin öğrenmesine ve kendi operasyonlarını geliştirmesine yardımcı olacak bir bilgi havuzu oluşturmaya teşvik eder. Paylaşılan bilgi, iklim değişikliğiyle mücadeleye yardımcı olmak için her bir çiftçinin gücünü arttırarak, bireysel eylemi toplu etkiye dönüştürmeye yardımcı olur.

Agroekolojinin Kazan/Kazan Durumu

Agroekoloji sadece gezegenimiz için değil, çiftçiler için de önemlidir. Springer Nature tarafından hazırlanan bir rapora göre, çiftçiler değişen hava koşulları ve mahsullerini yok eden zararlı ve hastalıklardaki artış nedeniyle rekor düzeyde düşük mahsul verimi yaşıyor. Agroekolojik uygulamalar, çiftçilerin günümüzde karşılaştığı verim kaybı riskinin azaltılması, bitkilerin çeşitlendirilmesi, organik yöntemlerle zararlıların azaltılması ve su tutmayı en üst düzeye çıkarmak için toprak sağlığının iyileştirilmesi gibi zorlukları çözmeye odaklanır.

Agroekolojik yöntemler aynı zamanda küçük ölçekli çiftçilerin paradan tasarruf etmelerine de yardımcı olabilir. Bu, yöntemleri teşvik etmeye yardımcı olan bir başka hayati kısa vadeli kazançtır. Bitkisel ve hayvansal atıkların geri dönüştürülmesi, sağlıklı bitkiler yetiştirmek için gereken su miktarının azaltılması ve çiftlik hayvanlarını besleyebilecek örtü bitkilerinin yetiştirilmesi gibi uygulamaların tümü, her kuruştan en iyi şekilde yararlanmaya çalışan küçük ölçekli çiftçilerin maliyetlerini düşürmeye yardımcı olur.

Sonuç olarak, agroekoloji, bunun gibi kısa vadeli iyileştirmeler yoluyla uzun vadeli değişim yaratmaya yardımcı olan bir sistemdir. Küçük ölçekli çiftçiler, bitkileri daha dayanıklı ve toprakları daha sağlıklı hale getirmeye yardımcı olmak için agroekolojik uygulamaları uygulayarak, bugünkü iklim şartlarında daha iyi, daha karlı hasatlar görmeye başlayabilir ve aynı zamanda geleceğin iklimi üzerinde bir etki yaratabilir. Dünya genelinde 570 milyondan fazla küçük ölçekli ve aile çiftliğinin etkisini topladığınızda potansiyel neredeyse sınırsızdır. Gerçekten de, küçük ölçekli çiftliklerin, her ekim sezonunda ve her hasatta agroekolojiyi uygulaması, iklim değişikliği kadar büyük bir zorlukla mücadelde çok büyük bir etki yaratabilir.

Loading...