Skip to main content

Yem endüstrisi, tüketici gıda trendleri hakkında bize ne söylüyor?

Medyadaki gıda trendlerine ilişkin abartılı bilgiler insanların daha az et yemeyi tercih ettiğini gösteriyor olabilir, ama gerçekten öyle mi?

Alltech'in 2020 Global Yem Araştırması, yalnızca yem üretimindeki eğilimleri belirlemekle kalmıyor, aynı zamanda kritik konulara odaklanarak bunların hayvansal gıda üretiminde ve bir bütün olarak yem endüstrisi üzerindeki etkilerinin neler olabileceğini ortaya koyuyor.

Hayvan yemi üretimi tüketici eğilimlerini nasıl yansıtıyor?

Yem endüstrisi, gıda zincirinin en başında yer almaktadır. Hayvanlara verilen ve tahılları içeren karma yem miktarı, o coğrafyada yaşayan insanların neleri tükettiğini de göstermektedir. Mevcut gıda trendleri hakkındaki abartılı söylemler, iklim değişikliğini ya da hayvansal gıda üretimi uygulamalarındaki endişeleri öne sürerek, insanların hayvansal proteine olan ilgisini kaybettiğini gösterebilir. Ancak asıl durum, tüketicilerin gerçekten hayvansal protein alternatifleri arayıp aramadığı, gıda olarak tüketilen hayvan sayısı ve dolayısıyla bu hayvanları yetiştirmek için ne kadar yem üretildiğinin belirlenmesiyle ortaya çıkar.

Aslında son yem araştırması bizlere global et tüketiminin arttığını göstermiştir. Tüketiciler, hayvansal gıdaya alternatif olan protein kaynaklarına daha fazla talepte bulunuyor olabilirler ancak, görünüşe göre, bu etki düşündüğümüz kadar güçlü olmayabilir.

Herkes soya fasulyesi ve deniz yosunu yemiyor

Alltech'in yıllık hayvan yemi araştırmasının sonuçlarının ortaya koyduğu gibi, insanlar alternatif protein kaynakları arıyor olsalar bile, bu medyada öne çıkarıldığı kadar güçlü değildir. Kesin olan şey, tavuk ve sığır etinin, süt ve yumurta üretiminin, dolayısıyla yem üretiminin arttığıdır. Bu da insanların bu gıdaları gittikçe artan şekilde tükettiği anlamına gelmektedir. Talep artıyor ve gelişmekte olan, gelir düzeyi artan ülkeler et, süt ve yumurta gibi daha fazla hayvansal gıda arıyor.

Vücudun ihtiyaç duyduğu tüm temel amino asitleri almasını sağlamada bitki bazlı beslenmenin zorlukları bulunur. Bazı tahıllar ve baklagiller takviye olarak kullanılabilir, ancak et ile aynı düzeyde biyoyararlanımları yoktur. Et, süt ve yumurta tüketmek vücudun eksiksiz şekilde protein almasını sağlamanın tek yoludur. Alternatif diyetlere ilgi gösterilmesine rağmen, beslenme birçok insan için bir endişe kaynağı olmaya devam ediyor. Gelişmekte olan pazarlardaki gelir artışına rağmen insanlar hala iyi beslenememektedir. Oysa, insanların sadece doyması değil, aynı zamanda besin değeri olan gıdalarla beslenmesi gerekir.

Pek çok et ikamesi etin yaptığı gibi tat, koku, doku, görme ve ses yoluyla duyulara hitap eden bir dizi kompleks bileşen içerir. Bununla birlikte, bu katkı maddeleri, geleneksel etlerin “tek bileşenli etiketi”ni tercih eden birçok tüketicinin temiz etiket taleplerine hitap etmemektedir. Ek olarak, yine birçok insanın uyguladığı ve çoğu gıda için hayvansal proteine ​​bağlı olan keto ve paleo gibi yüksek proteinli diyetleri düşünün; gereksinimleri bitki bazlı diyetlerle karşılamak mümkün değildir.

2020 Alltech Global Yem Araştırması, gıda kaynağı olarak hayvansal protein ihtiyacının arttığını ortaya koyuyor ve bu artış kanatlı sektöründe de büyümenin devamını sağlayacak görünüyor.

Bitki yemek gezegeni kurtarmaz

Tüketiciler genellikle bitki bazlı beslenmeyi tercih etmelerinin ana nedenlerinden biri olarak çevresel kaygıları gösterir. Ne yazık ki, marjinal arazi olarak da bilinen tarım arazilerinin üçte ikisi mahsul üretimi için kullanılamaz; ya çok kuru ya da toprak kalitesi kötüdür. Ancak bu toprak, kaba yemi sindirebilen ve onu insanların sindirebileceği et ve süt gibi bir şeye dönüştürebilen geviş getiren çiftlik hayvanları için mükemmeldir.

Konvansiyonel tarım, sera gazı (GHG) emisyonları için kötü bir üne kavuşmuştur, ancak çoğu zaman gözden kaçan şey, tarımın yalnızca kendi emisyonlarını değil, potansiyel olarak diğer endüstrilerden gelen emisyonları da hafifletmesine yardımcı olduğudur. Bu gerçekten doğrudur! Çiftçiler, sera gazı emisyonlarının azaltılması konusunda güçlü bir etkiye sahip olabilirler.

Bu gezegendeki 7,5 milyardan fazla insan sadece bitki tüketmeye karar verseydi, herkese dengeli bir beslenme sunacak kadar bitkisel ürün yetiştirmek çok zor olurdu. Hayvanlar, besinleri vücudumuzun etkili şekilde kullanabileceği, yüksek faydaya sahip şeylere dönüştürmenin bir yolunu sunmaktadır.

Kurtarmak için teknoloji

İleri tarım teknolojileri (ag-tech), çiftçilerin üretimi en üst düzeye çıkarmak, hayvan refahını iyileştirmek ve atıkları azaltmak için gerçek zamanlı verileri kullanmalarına izin vererek üretimdeki verimliliği de artırıyor. Hassas tarım, mısır ve soya fasulyesi gibi yetiştiriciler ve yem katkı maddeleri üreticileri dahil, çiftçilerin daha azıyla daha fazlasını üretmesine izin verir.

Şu anda, geçmişte yetiştirilenin yarısından daha az sayıdaki inekle, %60 daha fazla süt üretebiliyoruz ve bu değişim sadece bir nesil süresinde gerçekleşti. Son 70 yılda, hayvanın biyolojik olarak nasıl çalıştığını, ne tür besinlere ihtiyaç duyduğunu ve bu besinlerin vücut tarafından en iyi şekilde nasıl emildiğini daha iyi anlayarak yem verimliliğini önemli ölçüde iyileştirebildik.

Alltech Global Yem Araştırması, hayvancılık sektörünün güçlü ve büyümekte olduğunu göstermektedir. İyileştirilmiş tarım uygulamaları ve teknolojik gelişmeler, tarım ve gıda üretimine olumlu bir ışık tutmaktadır. Durum, o kadar da karamsar değildir ve bu mesajı vermek önemlidir.

Tarımın potansiyeli, gıdaların nereden geldiği veya nasıl üretildiği hakkında giderek daha az bilgi sahibi olan tüketicilerin, doğru bilgi ve anlayışları arasında açık bir kopukluk söz konusudur. Tüketiciler gıda üretimi hakkında kesinlikle daha fazla bilgi edinmek istiyor ve hikayeyi anlatmak aslında tarım endüstrisine bağlıdır.

*2019 yılında genel yem üretiminde bir düşüş olmuştur, ancak bu büyük ölçüde, özellikle Asya-Pasifik ve Avrupa'da domuz varlığını kıran viral bir hastalık olan Afrika domuz vebasının bir sonucudur. Hayvan yemi üretimine ilişkin diğer tüm göstergeler üretimde artışlar olduğunu göstermektedir.

Referanslar

Butler, D. June 25, 2019. “Frank Mitloehner: Cattle, climate change and the methane myth.” AgFuture podcast. https://www.alltech.com/features-podcast-blog/frank-mitloehner-cattle-climate-change-and-methane-myth

Herrero, M., Henderson, B., Havlík, P. et al. Greenhouse gas mitigation potentials in the livestock sector. Nature Clim Change 6, 452–461 (2016). https://doi.org/10.1038/nclimate2925

 

 

Loading...