Skip to main content

Süt çiftliklerinde sıcak stresini yönetmek

İklim değişikliği ve hava şartlarındaki aşırılıklar, sadece Akdeniz ve Orta Avrupa gibi bölgelerde değil, aynı zamanda İngiltere, Almanya ve Fransa gibi daha ılıman ülkelerde de artan bir sorun haline gelmektedir.

Sıcak stresi, ineğin tolere edebileceği seviyelerin üzerindeki sıcaklık ve nem kombinasyonundan kaynaklanır. Bu da, ineklerin, sağlık ve üretkenlikleri üzerinde ciddi sonuçları olan ısıyı vücutlarından uzaklaştırmalarını zorlaştırır.

İnekler, daha konforlu oldukları şartlara dönebildikleri sürece sıcaklık ve nemdeki geçici, kısa süreli artışlarla baş edebilirler.

İneklerin sıcak stresine maruz kaldığı sıcaklık ve nem eşiklerini araştıran önemli araştırmalar yapılmıştır. Bununla birlikte, bu çalışmaların çoğu, hayvanların zaten doğal olarak daha yüksek sıcaklıklara adapte olduğu yerlerde gerçekleştirilmiştir. Bu da, ılıman iklimlerdeki hayvanların daha düşük sıcaklıklarda ve nemlerde bile sıcak stresinden etkilenebileceği ve sıcak stresinin yönetiminde bu durumun dikkate alınması gerektiği anlamına gelir.

Sıcak stresinin belirtileri nelerdir?

İneklerin serinlemek için kullandıkları doğal yöntemlerin etkisi sıcak ve nemli ortamlarda azalır ve inekler, daha fazla soluma ve salya üretme gibi yöntemleri kullanmaya başlar (West, 2003). Şartlar ağırlaştıkça bu teknikler bile ineği yeterince serinletemez. Etkilenen hayvanlar, havayla temas eden vücut yüzey alanlarını maksimize ederek ısıyı düşürmeye çalışacaklardır. Böylece hayvanlar yatmak yerine ayakta durmayı seçeceklerdir. Bu da tırnak ve meme sağlığında olumsuz sonuçlar doğuracaktır. Sıcak stresinin en belirgin sonuçlarından biri süt veriminin azalması olsa da, yem alımının ve süt yağı yüzdesinin azalması, üreme performansının bozulması ve  genellikle vücut ağırlığı kaybı gibi birçok başka değişiklik de şekillenir. (Tablo 1).

Tablo 1: Sıcak stresinin süt üretimi ve üreme üzerindeki etkileri

Süt üretimi

Üreme

Daha az günlük ürün çıktısı

Laktasyonun pik noktasında azalma

Süt bileşenlerinin oranlarında azalma

Daha yüksek somatik hücre sayısı (SHS)

 

Azalan östrus aktivitesi

Kısalan östrus süresi

Kızgınlık tespitinde azalma

Azalan foliküler gelişim ve büyüme

Düşen oosit kalitesi

Azalan döl kalitesi ve boğalarda bozulan üreme kabiliyeti

Gebe kalma oranında düşüş

Çoklu ovulasyonlar ve ikiz gebeliklerde artış

Yem tüketiminin azalması, geviş getirmenin azalması ve doğal tampon olan salya üretiminin daha düşük seviyede gerçekleşmesi ile sonuçlanır. Azalan salya üretimi ve rumen fonksiyonunun bozulmasıyla, hayvanda negatif enerji dengesi ve subakut ruminal asidoz (SARA) riski oluşur.

En belirgin sıcak stresi etkileri genellikle süt verimi ve süt yağı yüzdesindeki azalma olsa da, hayvanın üreme performansında da sıcak stresinin olumsuz etkileri görülür. Tohumlamadan önceki dönemde yaşanan sıcak stresi, sığırlarda doğurganlığın azalmasına yol açar ve bu, sıcaklıklar düştükten sonra da devam edebilir. Özellikle yüksek verimli hayvanlar, daha yüksek süt üretimi ve kuru madde alımı (DMI) söz konusu olduğu için daha da hassastır (West, 2003). Modern süt endüstrisindeki genel eğilim, daha fazla ineğin daha fazla süt ürettiği büyük çiftliklerdir ve bu nedenle, sıcak stresi çok daha kapsamlı olumsuz etkiler doğurur.

Laktasyondaki ineklerde sıcak stresini fark etmek nispeten kolay olabilir, ancak etkilenen sadece onlar değildir. Kurudaki inekler farklı fizyolojik değişiklikler geçirirler ve hormonal sistemleri kuru dönemde orta dereceli sıcak stresine daha fazla duyarlıdır. Buzağılama dönemi öncesindeki hormonal değişimler sıcak stresinin etkisiyle meme bezi, plasenta ve fetüsün büyümesini olumsuz etkileyebilir (Tablo 2). Bu dönem aynı zamanda foliküllerin geliştiği ve bir sonraki üreme döngüsüne hazırlık yapılan dönemdir. Tohumlama öncesinde yaşanan sıcak stresi sığırlarda doğurganlığın azalmasıyla ilişkilendirilmiştir. Bu kısırlığın bir bölümü, gelişmekte olan yumurtanın uğradığı hasar ve yumurtalıktaki folikül gelişiminde oluşan değişikliklerle açıklanabilir. Ve, üreme verimliliği üzerindeki olumsuz etki, sıcaklıkların azaldığı zamanlarda da (örneğin sonbaharda) devam edebilir.

Tablo 2: Geçiş dönemindeki ineklerde sıcak stresinin etkileri ve buzağılar üzerindeki sonuçları

Geçiş dönemindeki inekler (Gebelik/Erken laktasyon)

Buzağılar

Rahimdeki kan akışında zayıflama

Embriyonik ölümlerde artış

Plasenta kitlesinde küçülme

Fetal doku gelişiminde azalma

Meme dokusu büyümesinde azalma

Erken buzağılama

Kolostrumda daha düşük seviyelerde immunoglobulin (IgG)

Daha az kolostrum proteini, yağ ve laktoz

Düşük ağırlıklı, cılız veya ölü buzağılar

Daha düşük kan protein seviyeleri

Sıcak stresi ile mücadele stratejileri

Barınma ve Yönetim

Sıcak stresiyle mücadele yöntemleri aslında çok yeni veya aşırı bilimsel değildir. Yeterli gölgelik alan, iyi bir havalandırma (hava akımı) ve serinleme sağlanması temel ilkelerdir (Tablo 3). Serinletme, genellikle hayvanlara sis veya spreyleme şeklinde suyun püskürtülmesi ile yapılır. Ancak yüksek bir etki sağlanabilmesi için iyi bir havalandırma gerekir. Stok yoğunluğunun azaltılması da kullanılabilecek başka bir basit yöntemdir. Yetişkin ineklerde olduğu gibi buzağılar ve düveler de benzer stratejiler dikkate alınmalıdır. Örneğin:

Yem ve su ile birlikte barınak veya gölgelik alan sağlanması

Serinleme havuzları ile birlikte, doğal ya da dış etkilerle hava akımının desteklenmesi ve suyun sis, buhar ya da damlacık şeklindeki formunun buharlaştırılarak serinletme sağlanması

Düvelerin sıcak stresi koşullarında kendilerini serinletebilmelerinin ana yolu olan buharlaşmayı arttırmak için havalandırma ile su püskürtülmesi

Tablo 3: Sıcak stresinin etkilerini azaltmak için barınma ve yönetim stratejileri

Sıcak stresinin etkilerini azaltmak

Suya kolayca erişimi iyileştirin.

Barınma ve toplanma bölümünde gölge alanlar sağlayın.

Yürüme mesafesini azaltın.

Toplanma bölümünde geçen süreyi azaltın.

Toplanma bölümünün havalandırmasını iyileştirin.

Toplanma bölümüne ve çıkış yollarına soğutmalar ekleyin.

İnek barınak alanlarındaki (serbest duraklar) havalandırmayı iyileştirin.

Doğuma yakın inekleri (buzağılamadan üç hafta önce) serinletin.

Erken laktasyondaki ve yeni doğum yapmış inekleri serinletin.

Laktasyon ortasındaki veya sonundaki inekleri serinletin.

Besleme ve Yönetim

Sıcak stresi sırasında, beslenme yönetiminin temel amacı, negatif enerji dengesini önlemek için ideal besinler sunarak sağlıklı bir rumen fonksiyonunu sürdürmektir. Bu, temel olarak, dengeli bir rasyon ve yüksek oranda sindirilebilir yemle birlikte, güvenli bir kaba yem/konsantre oranına dayanır. Kuru madde tüketimindeki azalma, sıcak stresiyle ilgili en büyük sorundur ve beslenme yönetimi, kuru maddeyi arttırmaya ve ayrıca ineğin tükettiği yemden ihtiyacı olan tüm besin maddelerini almasını sağlamaya yönelik olmalıdır. Kuru madde alımını destekleyen çeşitli yollar bulunur (Tablo 4).

Tablo 4: Sıcak stresi yaşayan ineklerde kuru madde alımını destekleme stratejileri

Hayvanlarınızı günün serin saatlerinde besleyin

Doğum bölmelerinde yem ve su bulundurun

Yeni doğum yapmış ineklerde stok yoğunluğunu azaltın

Doğuma yakın ineklerde ve düvelerde yüksek stok yoğunluğundan kaçının

Kafa kilitlerinin kullanıldığı süreleri en aza indirin ve öğleden sonraları bunu yapmaktan kaçının

Doğuma yakın inek bölmesine almadan önce düveleri kafa kilitlerinin kullanımı hakkında eğitin

Mümkün olması durumunda, sağımhaneden dönen inekler yem hattını geçmelidir.

Taze yemin her zaman bulunabilir olmasını sağlayın

Gerektiğinde yemi hayvanların önüne itin

Yem ve sudan uzak kalınan süreleri minimize edin

Yeterli aydınlık ve karanlık saatler sağlayın

Beslenme, tırnak kesimi ve beton yüzeyler aracılığıyla tırnak sağlığını koruyun

İneklerin ayakta geçirdiği süreyi azaltmak için dinlenme alanları sağlayın

Sıcak stresi ile mücadeleye yönelik beslenme stratejileri kaba yem yönetimi ile başlar. Sadece yüksek kaliteli kaba yemler kullanılmalı ve silolanmış kaba yemlerin yüksek sıcaklıklarda daha kısa bir "raf ömrüne" sahip olduğu unutulmamalıdır. Kötü fermente edilmiş ve korunmuş silajlar genellikle daha düşük yem kalitesine sahiptir ve yemleme için çıkarılıp kullanıldığında önemli ölçüde ısınma eğilimindedir. Bu nedenle hayvanlar bu silajı yemekten kaçınacaktır. Dahası, aerobik olarak kararsız silajlar, istenmeyen maya ve küflerin doğal popülasyonlarının çoğalmasını sağlayan ideal bir ortam yaratır, hem besleyici değerleri hem de lezzeti düşürürken aynı zamanda kuru madde (KM) kayıplarını önemli ölçüde arttırır. Isınan silajın besin değerinde, küfler ortaya çıkmadan önce, %16'ya kadar kayıplar görülebilir (Borreani ve ark., 2018) ve kuru maddde kayıpları %15'ten fazla olabilir. Ayrıca, düşük kaliteli silajlar rumen mikroflorasını ve işlevini olumsuz yönde etkileyerek SARA riskini arttırabilen bazı mikotoksinlerin daha yüksek seviyelerde şekillenmesine yol açabilir. En iyi hasat ve silaj yönetim uygulamaları, kaliteli yem şansını en üst düzeye çıkarmak için önemlidir. Yem yönetimi ve besleme için önemli noktalar şunlardır:

  • Yemleme aşamasında silajın durumunu kontrol edin.
  • Silaj işlemi sırasında havaya maruz kalmayı önlemek için en etkili yönetim uygulamalarını uygulayın.
  • Yemleme sırasında aerobik bozulmayı azaltın.
  • Sıcak havalarda kısalan raf ömrünü telafi etmek için hayvanlara silolanmış yemleri daha sık vererek  ısınmayı önleyin.
  • İkincil fermantasyonu ve ısınmayı önlemek için silaj yüzeyini uygun şekilde yönetin.
  • Silolardaki kaba yemi, daha önce değil, yemleme zamanında çıkarın.

Sıcak stresi şartlarında rasyonun besin yoğunluğunun genellikle arttırılması gerekecektir. Yağ, rasyonun enerji kısmını artırmak için genellikle yararlıdır, ancak kullanılabilecek miktar sınırlıdır. Enerji ihtiyacını arttırmak için rasyona nişasta eklenmesi ise asidoz açısından zararlı olabilir. Fazla protein, ineğin enerji gereksinimlerini arttırabilir ve bu, ineğin kuru madde alımı azalırken ideal bir durum değildir.  

Ayrıca, aşırı protein, fertiliteyi olumsuz etkilediği bilinen kan üre nitrojen düzeylerinin yükselmesine neden olabilir. Bu nedenle, mikrobiyal protein üretimini arttırarak genel ham proteinin azaltılmasını mümkün kılan ve ayrıca rasyona bir miktar baypas unsuru eklenmesini sağlayan protein bileşenlerinin kullanılması, hayvanın sıcak stresiyle başa çıkmasına yardımcı olmak için iyi bir strateji olabilir.

Sıcak stresini yaşayan hayvanlarda terleme, nefes nefese kalma ve salya akıtma yoluyla kaybedilen belirli mineraller (potasyum, sodyum ve magnezyum) için gereksinimler artar.

Bu konuda herhangi bir ayarlama yapılırken genel rasyon dikkate alınmalıdır. Canlı maya kültürleri, tamponlayıcılar, yağda çözünen vitaminler (A, D, E), niasin ve selenyum gibi çeşitli yem katkı maddelerinin, enerji kullanımını ve yem dönüşüm verimliliğini teşvik ederken rumen fonksiyonunu ve bağışıklık tepkisini iyileştirdiği göz önünde bulundurulmalıdır.

Besleme yönetimine ilişkin bazı ipuçları şunlardır:

  • İneklerinizi günde en az iki kez ve örneğin; sabah erken ve akşam gibi günün daha serin saatlerinde besleyin.
  • Günde en az bir kez yemliklerde arta kalan yemi çıkarın.
  • Yemde ısı oluşumunu azaltmak için TMR'yi yemlemeden hemen önce karıştırın.
  • Yemi günde 8-10 kez hayvanların önüne doğru itin.
  • Küf oluşumunu kontrol edebilmek, ikincil fermantasyonu engellemek ve yemliklerdeki yemin ısınma riskini önlemek için (bunların çoğu propiyonik asit gibi organik asit bazlıdır.) yem katkıları kullanın.
  • Hayvanlarınızı yüksek kaliteli, sindirilebilirliği yüksek kaba yemlerle besleyin (Lif sindirimi için soya kabukları, pancar küspesi veya narenciye küspesi eklemek kabul edilebilir bir yoldur.)
  • Rumen sağlığını desteklemek için canlı mayalar (Saccharomyces cerevisiae) gibi yem katkı maddeleri kullanın.
  • Sıcak stresi sırasında artan mineral ihtiyaçları için yemi yüksek biyoyararlılık kaynakları ile formüle edin.
  • Sodyum, potasyum ve magnezyum gibi minerallerin konsantrasyonunu arttırın. (Elektrolit solüsyonları kullanmayı düşünebilirsiniz.)
  • Daha yavaş parçalanma hızlarına sahip (örneğin; mısır) nişasta içeren tahıl tanelerini kullanmak, daha hızlı parçalanma oranlarına (örneğin; buğday, arpa) göre daha iyi bir seçenektir.
  • Gerektiğinde enerji yoğunluğunu arttırın.
Loading...