Skip to main content

Mikotoksinler kümes hayvanlarını nasıl etkiler?

Mikotoksinler, stres zamanlarında veya çevresel bir etki ile bitki küfleri tarafından üretilen metabolitlerdir. Bu bitki küfleri, tarladaki ekinler üzerinde ve hatta hasattan sonra depolanan yem maddeleri ve yem malzemeleri üzerinde oluşabilirler. Çoğu zaman, birçok küf benzer koşullar altında üreyerek farklı mikotoksinler ürettiğinden, çiftlik hayvanları ve kümes hayvanlarının yem maddeleri birden fazla mikotoksin ile kontamine olabilirler. Bu mantar metabolitlerinin sağlık durumu ve performans açısından kümes hayvanları üzerinde çok çeşitli etkileri olabilir ve bu da işletmelerin ekonomik performansı üzerinde büyük bir zincirleme etkiye sahip olabilir.

Kanatlı üretiminde subklinik mikotoksikoz yaygındır. Geleneksel olarak, hindi veya yumurtacı gibi daha uzun yaşayan kanatlıların en çok etkilendiği düşünülüyor. Bununla birlikte, son araştırmalar, küçük düzeydeki toksinlerin bile etlik piliç üretimini etkileyebileceğini göstermiştir. Gastrointestinal (GI) yol, tüm yem ve suyun kanatlılara giriş yoludur ve bu nedenle mikotoksinlere en çok maruz kalan organdır.

İster piliçler ister daha uzun ömürlü kanatlılar olsun tüm kümes hayvanları, vücut bakımı, yumurta üretimi veya kas gelişimi gibi hücresel işlevler için besinleri sindirmek ve bağırsakları yoluyla ve kan dolaşımıyla sindirmek için fizyolojik bir gereksinime sahiptir. Bu süreç bozulur ise performans verimliliği de etkilenecektir. Mikotoksinler, GI kanalı içindeyken türüne bağlı olarak farklı etki biçimlerine sahiptir. Genel olarak, hızla çoğalan hücrelerde meydana gelen hücre bölünmesini bozarlar. GI kanalı kaplayan hücreler, yem geçişinden kaynaklanan aşınmalara veya ortamın asidik doğası yoluyla strese maruz kalır ve sonuç olarak hücre kaybı yaygınlaşır. Hücre bütünlüğünü korumak ve mikroorganizmalar için bir bariyer sağlamak amacıyla, kayıp hücrelerin yerini almak üzere hücre bölünmesi hızla gerçekleşir. Sonuç olarak, mikotoksinler GI yolunun hücrelerini önemli ölçüde etkileyebilirler.

Mikotoksinlerin hücresel düzeyde etkisi önemli ve göz ardı edilemez olsa da başka düzeylerde de ortaya çıkan sorunlar vardır. Bağırsak bütünlüğü, villusların ve sıkı bağlantıların hasar görmesiyle etkilenebilir. Bu daha sonra bağırsak sızıntısına neden olarak patojen translokasyonuna ve bağışıklık sisteminin aşırı uyarılmasına neden olabilir. Bunun aksine, bazı mikotoksinler, bağışıklık sistemini baskılayarak bağışıklık sistemini doğrudan etkileyebilir ve kanatlıların E. coli'nin neden olduğu gibi ikincil enfeksiyonlara yakalanma olasılığını artırır. Yukarıda açıklanan mekanizmalar aracılığıyla, mikotoksin kontaminasyonu yem alımını azaltabilir ve besin emilimini azaltabilir. Takip eden beslenme açığı nedeniyle, artan FCR puanı, azalan kilo alımı ve yumurta üretimi yoluyla performans düşecektir.

Yukarıda açıklandığı gibi, mikotoksinler, mevcut toksin tipine ve yemdeki konsantrasyona bağlı olarak kanatlıları farklı şekilde etkileyecektir. Daha olgun kanatlıların daha iyi gelişmiş bir GI kanalına ve tam eğitimli bağışıklık sistemine sahip olmasıyla, kanatlı yaşı da gösterilen semptomların ciddiyetinde bir rol oynayacaktır. Buna karşılık, genç kanatlıların, bağırsaklarındaki yumuşaklık nedeniyle daha fazla hasar riski altındadır. Etlik piliç üretiminin karlılığı, nispeten genç kanatlıların mümkün olduğu kadar çok yemi, mümkün olduğu kadar verimli bir şekilde yağsız kas kütlesine dönüştürebilmelerine bağlıdır. Bu, iyi bir bağırsak sağlığına sahip olmaya bağlıdır, bu da yemin verimli sindirimini sağlar. Yem dönüştürme verimliliğinde küçük bir azalma bile kârlılık ve kayıp arasındaki dengeyi değiştirebilir ve bu nedenle mikotoksinlerin bağırsak sağlığını etkilememesini sağlamak kritik önem taşır.

Kanatlılar, hemen göze çarpmasa bile, sıklıkla bir problemin belirtilerini gösterirler. Yaygın mikotoksikoz belirtileri, taşlık veya ağız lezyonları ve bağırsakların hasarlı bölgeleri aracılığıyla "gönderilmiş" kanatlılarda tespit edilebilir. Daha ciddi vakalarda mikotoksikoz, kanatlılarda fiziksel belirtiler gösterebilir. Örneğin, ergot toksisitesi ekstremitelere giden kan akışını azaltır ve ayakların ve tarakların daha soluk görünmesine neden olur. Bazı durumlarda semptomlar, durgun görünen veya yemden uzak duran kanatlılar gibi küçük belirtiler olabilir. Aynı şekilde, ishal veya anormal dışkı görmek kontaminasyona işaret edebilir. Bazen bir sorunun fiziksel belirtileri belirgin olmasa da mikotoksin kontaminasyonları genellikle düşünülenden daha yaygındır ve bu nedenle ortaya çıkabilecek performans sorunlarının temel nedeni olabilir.

Yemdeki mikotoksinleri test etmek ve kontrol etmek için çok sayıda seçenek vardır ve Alltech 37+® mikotoksin analizi ve Alltech® RAPIREAD™ gibi teknolojiler artık mevcut olduğundan, üretim sistemlerine düzenli test ve kontrolün dahil edilmesi karlı üretimin sağlanması için çok önemli olmalıdır.

Loading...