Skip to main content

Karbon ayak izini azaltırken süt üretimini artırmanın 3 yolu

Süt üretiminin sürekli bir büyüme yolunda olduğunu anlamak önemlidir. Uluslararası Çiftlik Karşılaştırma Ağı (IFCN) tarafından sağlanan bazı faydalı veriler, global süt üretiminde 2017 ile 2030 yılları arasında %35 oranında artış öngörüldüğünü gösteriyor. Bu büyüme düzeyi, endüstri için umut vericidir, ancak aynı zamanda birçok zorluk sunmakta ve çevreye duyarlı uygulamaları benimserken daha az kaynakla daha fazlasını sağlama yeteneğimiz hakkında soru işaretleri yaratmaktadır. Bu nedenle, birçok zorluğun üstesinden gelmeye çalışırken, sütlerinin nasıl üretildiği konusunda tüketicilere karşı şeffaflığı artırmaya çalışan çiftçilere ihtiyaçları olan cevaplar sunulmalıdır.

Asıl soru şudur: Sütün karbon ayak izini azaltırken aynı zamanda üretimimizi ve karlılığımızı iyileştirebilir miyiz?

Sera gazları, tüketiciler arasında birkaç yıldır trend olan bir konudur ve bu konu, yeni düzenlemeler ve girişimler nedeniyle, dünyanın her yerindeki süt üreticileri arasında daha fazla yankı uyandırmaktadır. Emisyonların azaltılmasında üretimi optimize etmenin yollarını bulmak çok büyük bir rol oynayacaktır ve beslenme çözümleri de bu konuya dahildir.

Süt üreticileri, süt ineklerinden kaynaklanan metan emisyonlarını azaltmak için bir araç olarak beslenme çözümlerini kullanabilirler. Çevresel faydalar sunan beslenme teknolojileri, hayvan performansından ödün vermeyecektir. Bunun aksi, artan gıda talebini karşılamak için daha fazla hayvana ihtiyaç duymak anlamına gelir. Yine de, bu çözümlerden herhangi birini uygulamaya koymadan önce, süt üreticilerinin karbon ayak izlerini ölçmeleri gerekecektir.

Birinci Araç: ALLTECH E-CO2

Sera gazı emisyonlarımızı başarılı bir şekilde azaltmak için öncelikle bu emisyonların nereden geldiğini bilmeliyiz. Alltech E-CO2 gibi analitik hizmetler, akredite edilmiş çevresel değerlendirmeler yoluyla bu en önemli noktaları tanımlar ve miktarını belirler. Alltech E-CO2 tarafından son 10 yılda yapılan 10.000'den fazla değerlendirmede, süt çiftliklerindeki en büyük iki emisyon kaynağının enterik emisyonlar (yani rumenden gelen metan) ve yem kullanımı olduğu tespit edilmiştir. Rumen sağlığı ve bir hayvanın beslendiği yemi en iyi şekilde kullanma yeteneği ile ilgili olan bu iki kaynak, süt işletmelerindeki tüm emisyonların %60'ından fazlasına yol açmaktadır. Alltech E-CO2 , sağlıklı ve verimli ineklerle işletmelerin üretim verimliliğini artırmaya yardımcı olurken, aynı zamanda hayvanın enerjisinin sağlık sorunlarıyla mücadele için boşa harcanması yerine, süt üretimi ve düzenli vücut bakımı için kullanılmasını sağlamaktadır. Bu tür bilgiler, metan azaltma stratejilerini geliştirecek hedeflenen çözümleri belirlemek için kritik öneme sahiptir.

Bir çiftliğin karbon ayak izini başarılı bir şekilde azaltmak için, tek bir alanda tek bir gazın ötesine bakmalı ve tüm çiftlikteki emisyon dengesini göz önünde bulundurmak gerekir. Yaşam döngüsü gözlemi bunu yapmanın bir yoludur ve her şey atıkları ya da kayıpları azaltmak ve çiftlik verimliliğini artırmak için fırsatları belirlemekle ilgilidir, bu da çiftçiler için yatırımlarını daha fazla paraya dönüştürmek anlamına gelecektir.

Alltech E-CO2 tarafından tanımlanan iyileştirmeye açık alanlarda çok önemli katkılar sağlayan ve süt sığırlarına özgü iki beslenme çözümü de karbon ayak izini azaltırken süt üretimini artırmada kullanılabilecek diğer araçlardır.

İkinci Araç: OPTIGEN®

Optigen, üretim verimliliğini ve sürdürülebilirliğini destekleyen, uzun yıllara dayanan araştırma verileriyle desteklenen bir yem bileşenidir. Konsantre bir protein olmayan azot kaynağı olan Optigen, azotu rumen içine yavaş salınan bir formda bırakır. Bu, fermente karbonhidrat sindirimi ile senkronize olarak rumen sürekli bir amonyak salınımı sağlar, böylece rumende verimli bir mikrobiyal protein sentezine izin verir.

Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), karbon ayak izimizi azaltmak için yem stratejilerini nasıl kullanabileceğimizi gösteren net kanıtlar toplamak amacıyla, hayvancılık tedarik zincirindeki yem katkı maddelerinin çevresel performansı için standart bir kılavuz geliştirmiştir. Bu standartlar, meta-analizlerden ve yaşam döngüsü analizlerinden elde edilen verilerin kullanılmasını önermektedir. Meta-analizler, kapsamlı istatistiksel prosedürler kullanarak kanıta dayalı bir sonuca varmak için yıllarca süren çok sayıda çalışmadan elde edilen verileri birleştirmeyi mümkün kılmaktadır. Yaşam döngüsü analizleri ise, tüm tedarik zinciri boyunca veya belirli bir ürünün üretim döngüsündeki sera gazı emisyonlarını ölçmemize olanak tanımaktadır. Bu iki yaklaşımın birleştirilmesi, beslenme teknolojilerinin sera gazı emisyonlarını nasıl azaltabileceğini ve/veya daha iyi sürdürülebilirlik referanslarına nasıl katkıda bulunabileceğini gösterebilmektedir.

Yaklaşık yirmi yıl boyunca yapılan araştırmalara dayanan Optigen meta-analizinden elde edilen veriler, Optigen kullanmanın rasyondaki bitkisel protein kaynaklarında ortalama %23'lük bir azalma sağlayabileceğini göstermektedir. Özellikle soya küspesi kullanımı yaklaşık %21 oranında azaltılabilir ve yem verimliliğinde yaklaşık %3'lük bir artış sağlanabilir. Ayrıca, Optigen içeren ve azaltılmış miktarlarda bitkisel protein kaynakları kullanılan rasyonların azot kullanım verimliliğini %4 oranında artırdığı ve süt sığırlarının rasyonlarının toplam karbon ayak izinde %14'lük bir azalma sağladığı görülmüştür.

Tam meta-analizi buradan okuyabilirsiniz.

Üçüncü Araç: YEA-SACC®

Bir işletmenin karbon ayak izini azaltırken aynı zamanda üretim verimliliğini artırmaya yardımcı olabilecek maya kültürü ürünleri de bulunmaktadır. Yea-Sacc, Saccharomyces cerevisiae maya suşuna dayanan bir maya kültürüdür. Yea-Sacc, laktik asit kullanan bakterilerin çoğalmasında ve aktivitesinde tutarlı bir gelişmeyi destekleyerek rumen aktivitesini değiştirir, bu da rumen pH'ını stabilize etmeye yardımcı olur. Aynı zamanda, besinlerin sindirimini ve kullanımını iyileştirmek için de çalışır. Bu tür iyileştirmeler sayesinde inekler daha yüksek süt üretimi için daha fazla besin kullanabilir. Bir kez daha meta-analiz yaklaşımı kullanılarak, 31 çalışmadan oluşan bir derleme, süt ineklerini Yea-Sacc ile beslemenin, ortalama olarak 1 kg/baş/gün süt verimi artışına yol açabileceğini ve karbon ayak izini ve nitrojen emisyon yoğunluğunu sırasıyla, yaklaşık %3 ve %5,4 oranında azaltabileceğini göstermiştir. Bu sonuçlar, süt üretim verimliliğini artırırken aynı anda karbon ayak izini ve azot atılım yoğunluğunu azaltmanın mümkün olduğunu göstermektedir.

Sütün karbon ayak izini azaltırken aynı zamanda üretimimizi ve karlılığımızı da iyileştirebilir miyiz? Evet! Bu yazıda bahsedilen kanıtlanmış araçlarla süt üretiminin karbon ayak izini azaltmak ve aynı zamanda ekonomik getirileri ve performansı iyileştirmek mümkündür. Çeşitli meta-analizlerde derlenen verilere dayanarak, çiftçilerin emisyonlarını azaltmak, üretkenliklerini ve karlılıklarını artırmak için kullanabilecekleri besleme çözümlerinin, süt sistemlerinde üretim verimliliğini artırmaya yardımcı olacak beslenme stratejileri ile bağlantılı olduğu açıkça görülmektedir.

 

 

Loading...