Skip to main content

Hayvan yemi için çevre dostu alternatif protein kaynakları

2025 yılı itibariyle, dünya nüfusunu besleyebilmek için %75 oranında daha fazla gıdaya ihtiyaç duyulacak. Gıda talebindeki bu artış, ekilebilir arazilerin azalması beklenirken, insan başına günde 974 kalori daha fazla üretim yapılmasını zorlayacak gibi görünüyor.

Peki, üreticiler giderek daha duyarlı hale gelen gıda sistemine ilave bir yük getirmeden, proteinden zengin gıdaları daha çok nasıl üretebilirler? Gelecek nesiller için gezegenimizi koruma noktasında, üreticilerin ve dolayısıyla çiftlik hayvanlarının tükettiği rasyonların rolü nedir? Bu sorular, çevre, yem hammaddeleri ve gıda güvenliğinin geleceği konularına daha yakından bakmayı gerekli hale getirmektedir.

Tarım endüstrisi, Dünya’mızın sınırlı doğal kaynakları üzerindeki baskıyı almaya, bir yandan da hayvan sağlığı ve verimliliğini optimize eden sürdürülebilir yem çözümleri için yenilikler geliştirmeye devam etmektedir.

Hayvan yeminin geleceğini yeniden düşünmek

Soya fasulyesi, insanlar için uzun zamandan beri, et ve sütün alternatifi bir protein kaynağı olarak görülmektedir. Diğer taraftan dünyadaki soyanın büyük kısmı hayvan yemi olarak kullanılmaktadır. Özellikle, insan tüketimi için yetiştirilen hayvanları beslemek için kullanılan soya, kanatlı, sığır ve domuzlar için üretilen dünyadaki tüm fabrika yemlerinde en sık kullanılan protein kaynağıdır. Ancak soya fasulyesi küspesi elde etmek için soya fasulyesi yetiştirmek, her zaman çevre dostu ya da sağlıklı bir süreç değildir. Pestisitler, ormanların tahrip edilmesi, sera gazı emisyonları ve biyo-çeşitlilik hakkındaki endişeler göz önüne alındığında alternatif protein kaynaklarına ve yem hammaddelerine duyulan ihtiyaç kesindir.

Çevreye son derece odaklanmış tarımsal bir ekonomide, çiftlik hayvanlarının beslenmesinde kullanılan geleneksel hayvansal proteinlerin ötesinde, daha sürdürülebilir alternatiflere bakmak gerekmektedir.

Yeni hammaddeler, optimal besleme

Böcek çiftliklerinden, tek hücreli proteinlere kadar yem katkılarının geleceği hızla evrimleşmektedir. Hayvan yemi için alternatif protein pazarının 2026 yılında 4 milyar doları geçeceği öngörülmektedir ve bu gelişme sürdürülebilir hayvan beslenmesi anlayışının her zamankinden daha önemli bir noktaya geldiğini göstermektedir.

Çevremizi korurken, üreticilerin de verim ve performans artışına ilişkin beklentilerini karşılayan, eşsiz ve bazen de şaşırtıcı hammaddelere bir bakalım:

1- Böcekler

Böcekler, %82’ye varan bir oranda protein içerebilir ve farklı amino asitlere sahiptirler, ayrıca alan başına protein verimi bakımından en etkili kaynaklar arasında yer almaktadır. Hayvan rasyonlarındaki böcek proteinlerinin sağlık getirileri, proteinin ötesindedir aynı zamanda yağ asidi içeriği ve antimikrobiyal peptidler bakımından umut vericidirler. Günümüzde, böcekleri hayvan yemine çevirmenin mantıklı olduğu düşünenlerin sayısı az değildir, çünkü özellikle tavuk ve balık gibi pek çok hayvan türü doğada böcekleri zaten yemektedir. Yüksek besin içeriği ve yemden yararlanma oranı ile birlikte alternatif bir protein kaynağı olarak, yenilebilir böceklerin kullanılması sürdürülebilir hayvan beslemesinin geleceği için çevre dostu bir seçenektir.

Böceklere bir gıda olarak bakmanın diğer bir yararı, düşük karbon ayak izine sahip olmalarıdır. Uvo, Nijerya’daki bir girişim olan Inseckt Farm, un kurtları, çekirgeler ve cırcır böceklerinin, sığır ve domuzlara göre 100 kat daha az sera gazı yaydığını bildirmiştir.

2- Solucanlar

Kırmızı yer solucanı, balık ununda bulunanlara benzer orandaki kaliteli protein düzeyleri, esansiyel amino asitleri ve lipitleri sayesinde, su ürünleri endüstrisinde kendine bir yer açmaktadır. Araştırmalar, ayrıca kırmızı yer solucanının balıklarda büyüme performansını teşvik ettiğini, üremeyi arttırdığını, yem sindirilebilirliğini yükselttiğini, stresi azalttığını ve hayatta kalma oranını iyileştirdiğini göstermektedir.

Kırmızı solucan ununun, ticari bir ürün haline getirilmesi için hala daha fazla araştırma yapılması gerekmektedir. Bununla birlikte, balıkların büyümesini teşvik etmesi ve geleneksel bazı hayvansal ve bitkisel protein kaynaklarının etkin ve sürdürülebilir bir alternatifi olma potansiyeline sahip olması heyecan vericidir.

3- Deniz yosunları ve mikroalgler

Deniz yosunları iklim değişikliği ile savaşmanın gizli silahı olabilir mi? İki tür kızıl deniz altı otu olan, Asparagopsis taxiformis ve Asparagopsis armata tüm dünyada kıyıya vurmaktadır. Bu yosunlar, çiftlik hayvanı üretimi nedeniyle oluşan metan emisyonlarını nötralize etme gücüne sahiptir. Araştırmalar, bu yosunların bir ineğin günlük rasyonuna çok az düzeyde bile eklenmesinin metan üretimini %98 oranında azalttığını göstermektedir. Dünya üzerinde 1,5 milyar inek olduğu düşünüldüğüne, bu ineklerin tek başına bile, üretilen metan emisyonlarını azaltabilecek bir deniz yosunu potansiyelinin olması muazzamdır.

4- Bezelye proteini

Yüksek miktarda protein ihtiyacı karşısında, soya fasulyesine bir alternatif olarak bezelye ortaya çıkmıştır. Global bezelye nişastası pazarının, 2026 yılında 544.7 milyon dolara ulaşması beklenmektedir. Araştırmalar, yavru domuz yemlerine fonksiyonel içerik maddesi olarak bezelye veya bezelye proteini katılmasının, üstün villus gelişimi ve canlılık oranıyla ilişkili olabileceğini belirtmektedir. Bunun sonucunda, sadece bağırsak sağlığı iyileşmekle kalmamakta, aynı zamanda besin maddesi emilimi artmakta, hastalık ve mortalite oranları azalmakta ve hızlı ağırlık artışı sağlanmaktadır.

5- Tek hücreli proteinler

Tek hücreli protein (single-cell protein – SCP) veya mikrobiyal proteinler, mayalar, bakteriler, mantarlar ve algler gibi farklı karbon kaynakları üzerinde çoğalan, yenilebilir, tek hücreli mikroorganizmalardır. Tek hücreli proteinler yeni bir şey olmasa da, teknoloji ve araştırmalardaki ilerlemeler, özellikle su ürünlerinde olmak üzere, hayvan yemi endüstrisinde devrim yaratabilecek yeni proteinler için yeni potansiyelleri ortaya çıkarmaktadır. Global Aquaculture Alliance’a (Küresel Su Ürünleri Yetiştiriciliği Birliği) göre, tek hücreli proteinlere dayanan protein unları, bitkisel unların neden olduğu eksiklikleri kapatan, su ürünleri yemlerinde balık ununa duyulan ihtiyacı azaltan, sürdürülebilir, yenilenebilir bir hammaddedir.

Sürdürülebilir hayvansal protein alternatiflerinin gücü

Hayvansal gıda ürünlerinin tüketimi artmaya devam ettiğine göre, bir konu çok açıktır: Üreticiler çevre ve hayvanları için daha sağlıklı olan, maliyet-etkin yem yönetim stratejileri geliştirmek zorundadırlar. Bunun anlamı, global gıda sistemimizi yeniden ele alarak sürdürülebilir, güvenli proteinlere dönmektir. Bu kritik adımın bir gecede gerçekleşmesi beklenmemekle birlikte en küçük değişikliklerin bile bir birikim sağlayacağı unutulmamalıdır. Hayvanlarımıza verdiğimiz yemlerden, bu yemleri elde ettiğimiz kaynaklara kadar, doğal kaynakları daha az kullanarak artan dünya nüfusunu beslemek elimizdedir.

Sürdürülebilir beslemeyi önceliğimiz haline getirdiğimiz Bolluk Gezegeni yolcululuğumuza siz de katılın: Planet of Plenty

Loading...