Skip to main content

Gıda güvenliği için modern su ürünleri yetiştiriciliğinin önemi

Modern su ürünleri yetiştiriciliği hızla değişiyor ve şartlara gerektiğinde çok hızlı bir şekilde uyum sağlıyor. Global gıda endüstrisi iklim değişikliğinin etkilerini artık çok daha güçlü şekilde hissediyor ve su ürünleri endüstrisi de gelecek nesiller için uzun ömürlü ve sürdürülebilir üretimin yollarını araştırıyor.

Denizlerin ve içinde yaşayan canlı türlerinin korunduğundan emin olmak için konfor alanlarımızın dışına çıkmalıyız. Diğer taraftan; beslenmeleri ve istihdamları su ürünlerine bağlı 3 milyardan fazla insana gıda güvencesi sağlamak için su ürünlerinin yetersiz beslenmeyle mücadelesini, açlığı sona erdirmedeki rolünü desteklememiz gerekiyor.

1. Denizlerimizi korumak

kuş, su, havuz, yüzme içeren bir resim

Açıklama otomatik olarak oluşturuldu

ABD Ulusal Bilim Akademisi’nin 2016 yılında yaptığı bir çalışma, su ürünlerinin sadece %50'sinin 2050 yılına kadar sürdürülebilir olabileceğini göstermiştir. Son on yılda, balıkçılığın yapılabileceği sınırlar, av yasakları, türlere uygulanan kotalar, teknik ve teknolojik ekipmanlardaki ilerlemeler, hedef dışı avlanmada önemli düşüşler sağlamıştır.

Marine Stewardship Council gibi birçok sivil toplum kuruluşu su ürünleri yetiştiriciliği ve balıkçılığın dünya çapında daha sürdürülebilir hale gelmesini sağlamak için yorulmadan çalışıyor.

Sürdürülebilir su ürünleri yetiştiriciliği çözümün bir parçasıdır ve gelecek nesillerin sağlıklı ve sürdürülebilir protein seçeneklerine ve istihdam fırsatlarına erişimini sağlamanın anahtarı olacaktır. Su ürünleri yetiştiriciliği, yem, enerji ve su kaynaklarının yönetimi açısından gittikçe daha verimli hale gelmektedir. Kapalı ve karada kurulu teknolojiler, su kullanımını ve sera gazı emisyonlarını azaltmaktadır. Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), 2030 yılına kadar, insanların tükettiği balıkların %62'sinin su ürünleri yetiştiriciliğinden geleceğini ön görmektedir.

Hepimiz iklim değişikliğinde rol oynuyoruz ve denizlerimizi korumada birey olarak hepimize sorumluluklar düşmektedir. Mevcut şartları olumlu yönde etkilemek istiyorsak birlikte çalışmamız gerekiyor.

Desteklemek için ne yapabiliriz?

  • Sürdürülebilir kaynaklarla üretim yapan, balık ve deniz ürünleri kullanan şirketleri ve restoranları destekleyebiliriz.
  • Olumsuz çevresel etkiyi azaltmak için en sürdürülebilir seçeneği seçtiğimizden emin olmaya çalışabilir, seçimlerimizi araştırabiliriz.

2. Fish in fish out (FIFO)

Modern su ürünleri yetiştiriciliği, son on yılda beslenme açısından önemli bir değişime uğramıştır. Su ürünleri yemlerinde deniz kaynaklı bazı içerikler hala mevcuttur., ancak bazı su ürünleri yemlerinde, deniz kaynaklı herhangi bir içerik kullanılmamakla birlikte omega 3 yağ asitleri ve yağlarından gelen sağlık yararları korunmaya devam etmektedir.

Beslenmenin evrimi, FIFO oranının önemli ölçüde azalmasını sağlamıştır. Sektörümüz için global FIFO faktörü 0,27'dir, yani; 1 kilogram çiftlik balığı üretmek için 270 gram doğal olarak avlanmış balığa ihtiyacımız olduğu anlamına gelmektedir. Ve bu da, su ürünleri yemi üretimi için yakalanan balıkların, bu yemlerle beslenen çiftlik balıklarına bölünmesiyle hesaplanmaktadır.

Alltech Coppens’in 2020 yılı FIFO oranı %0,10 olup balık unu kaynağının %100'ü artıklardan ve/veya sertifikalıdır.

3. Gıda güvenliği

gök, açık hava, sahil, kişi içeren bir resim

Açıklama otomatik olarak oluşturuldu

Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), açlığı sona erdirmek ve yetersiz beslenme sorunlarının çözümü için su ürünlerinin önemine değinmektedir. Balık, dünyanın pek çok coğrafyasında beslenme ve gıda güvenliği için kritik olmaya devam ediyor. Balık yemeyi tamamen kesmek, geçimleri ve birincil protein kaynakları için balıkçılığa güvenen bazı kırsal toplulukların yok olması demektir. Bu nedenle sürdürülebilir balıkçılık teşvik edilmeli ve uygulanmalıdır; böylece balık varlığı dikkatli bir şekilde yönetildiğinde uzun vadede yenilenebilir.

Tarımda karşılaştığımız en büyük zorluklardan biri, artan nüfus için yeterli gıdayı üretirken gelecek nesiller için de sürdürülebilir ve bolluk dolu bir çevreyi inşa etmektir. Dünya nüfusu katlanarak artmaktadır ve protein kaynaklarını sürdürülebilirlikten uzak şekilde üretmek mümkün değildir.

Bu yeni bir bilgi değildir. Hem tarım hem de su ürünleri endüstrisi özelinde fark edilen bu durum nedeniyle özellikle son on yılda oldukça önemli yenilikler ve gelişmeler yapılmıştır. Çevre üzerindeki olumsuzlukların minimuma indirilmesi için yıllarca araştırmalar yapılmıştır.

Sürdürülebilir su ürünleri yetiştiriciliği, sorunun değil çözümün bir parçasıdır. FAO, 2030 yılına kadar tüketilen balıkların %62'sinin su ürünleri yetiştiriciliğinden geleceğini ön görmektedir. Bu gelişme, gelecek nesillerin sağlıklı ve sürdürülebilir protein seçeneklerine ve istihdam fırsatlarına erişimini sağlamanın anahtarı olabilir.

Bir endüstri olarak su ürünleri, en önemli zorlukların üstesinden gelmek üzere uzun yıllardan beri “değişim” için kampanyalar yürütüyor. En sürdürülebilir gıda seçimlerini yapmak için kendimizi ve topluluklarımızı eğitmek artık her birimizin elinde. Anlamlı bir etki yaratabilmek için değişimin içinde yer almalıyız.

Loading...