Skip to main content

Çiftçiler ve çiftçilik bir sorun değil, çözümdür.

Alltech’in Başkanı ve CEO'su Mark Lyons, çiftçiliğin çevre üzerindeki etkileri gündeme geldiğinde, çiftçilerin endüstrileri için ayağa kalkmaları ve söz almaları gerektiğini söylüyor.

Son zamanlarda, gerçeklere dayanmayan ancak kayda değer bir çoğunluk çeşitli medya kanalları aracılığıyla hayvansal gıda, özellikle sığır eti üretiminin olumsuzluklarına ilişkin mesajlar vermeye devam ediyor.

Gerçekten de, dünyanın en iyi bazı restoranlarının menülerinden sığır etinin çıkarıldığını, güçlü bir protein kaynağı eti içeren yemek tariflerinin kaldırıldığını görüyoruz. Çünkü bazı insanlar ve topluluklar sığır eti üretmenin iklime zarar verdiğini düşünüyor.

Avrupa Birliği, Yeşil Mutabakatı (Green Deal) artık gündemimizde. Amerika Birleşik Devletleri'nde Biden yönetimi kendi iklim programını hazırlıyor. Sürpriz bir gelişme de, en büyük sığır eti üreticilerinden Arjantin'in, insanları bitki bazlı proteinlerle beslenmeye ve eti hayatlarından çıkarmaya  teşvik eden Yeşil Pazartesiler (Green Mondays) adlı bir programı başlatmasıdır.

Oysa, Amerika Birleşik Devletleri’ndeki bir araştırmaya göre, şu anda ülkede bulunan tüm süt ineklerini ortadan kaldırdığımız bir durumda, sera gazı emisyonları sadece %0,7 oranında düşüyor ve insan beslenmesi için son derece önemli 39 temel besin de aynı anda yok oluyor.

Gerçekten de, gezegenimizi damak tadında değişikliklere giderek kurtaramayacağımızı anlamamız gerekiyor. Aslında iklim değişikliğini tetikleyen ana faktör fosil yakıt kullanımıdır ve tüm insanlar veganlara dönüşse bile gezegenimizi kurtarmak veya iklim değişikliğini engellemek mümkün değildir.

”...bir alternatifimiz var. Hayvanların, toprakların, ormanların ve nehirlerin geleneksel koruyucusu olan çiftçi, gezegenimizin kurtarıcısı olabilir.”

Gezegenin Kurtarıcıları

Bu konuyu, Ekonomist ve Dublin Trinity College’de profesör olan David McWilliams da vurguluyor. Özellikle Covid-19 salgınını tartıştığımız son birkaç yılı göz önünde bulundurduğumuzda, doğa ana şu anda büyük bir baskı altında. Milyarlarca insan günlük yaşamlarını her zamanki gibi sıradan bir şekilde devam ettirdiğini düşünüyor ve neden oldukları zararları bilmiyor ya da göz ardı ediyor.

metin, kişi içeren bir resim

Açıklama otomatik olarak oluşturuldu

David McWilliams, hayvanların, toprakların, ormanların ve nehirlerin geleneksel koruyucusu olan çiftçilerin gezegenimizin kurtarıcısı olabileceğini söylüyor.

Prof. McWilliams, tanışmadığımız insanlardan, atalarımızdan güzel bir gezegen miras aldığımızı ve bu gezegeni bizlerin de henüz görmediğimiz torunlarımıza aktarmak üzere olduğumuzu belirtiyor: "Hepimiz bu işte beraberiz. Çevreciler ve tüketiciler, çiftçiler ve aktivistler, endüstriler ve hükümetler, insanlar ve doğa ana…İşimiz bu muhteşem gezegeni bulduğumuzdan daha iyi durumda bırakmak olmalıdır.”

Artan tepki ve baskıların nedenleri arasında global ısınma, yükselen deniz seviyeleri, kirlenen nehirler, kuruyan topraklar, kararan gökyüzü ve salgın hastalıklar yer alıyor. Ve böyle devam ederse hikayenin nerede biteceğine dair iç açıcı olmayan fikirlere sahibiz. Ama bir alternatif var. Bu gezegenimizi miras olarak aldığımıza ve miras olarak vereceğimize dair düşüncedir. Ve gezegenimizin geleneksel koruyucusu olan çiftçi, onun kurtarıcısı da olabilir. Üzerinde yaşadığımız tek bir yere sahibiz ve hepimiz bu işte beraberiz. Hedefimiz sağlıklı insan, sağlıklı toplum ve sağlıklı gezegen olmalıdır.

“Daha azla daha çok üretmeye devam edeceğiz. Ancak artık bunu daha sağlıklı insanlar, daha sağlıklı bir toplum ve daha sağlıklı bir gezegen için yapmamız gerekiyor.”

Medeniyetlerin ilk etapta gelişmesinin nedeni tarımdı ve gıda sistemleri ya da beslenme şekilleri hala şaşırtıcı derecede buna duyarlı. Yenilikler sayesinde artan nüfusu beslemenin zorlukları geçmişte olduğundan daha kolay ve iyi birer “ata” olma isteğimiz daha azla daha çok üretmemizi sağlayabilir.

Kümes hayvanları yetiştiriciliğinin geleceği için sürdürülebilirlik anahtarı

Bugünlerde çok daha fazla konuşulan sürdürülebilir gıda üretimi birçok çiftliğin ulaşmayı hedeflediği bir amaçtır.

130 yıllık bir geçmişe sahip olan Burnbrae Çiftlikleri, şu anda faaliyetleri altıncı nesil tarafından yürütülen bir aile şirketidir. İşletme, 7 sınıflandırma istasyonu, 3 ileri işleme tesisi, 5 çiftlik ve 1.500'den fazla çalışanı ile Kanada'nın hemen hemen tamamında varlık göstermektedir. Burnbrae Çiftikleri’nden Helen Anne Hudson, sürdürülebilirliğin işleri için çok önemli olduğunu ve bunu çok ciddiye aldıklarını söylüyor.

Helen Anne Hudson

Gıda sistemlerinin sürdürülebilirliği, özellikle genç nesiller başta olmak üzere Kanadalıların gündeminde. 2027 yılına kadar Z kuşağının ve Y kuşağının dünya nüfusunun %52'sini oluşturacağı bildiriliyor. Yaşadığımız bu tehlike döneminde aslında onları görmezden geliyoruz.

Burnbrae Çiftlikleri’nin kurumsal sosyal sorumluluk programında hayvan bakımı, güvenli besleyici gıda, topluluk ruhu, sağlık ve zindelik ve çevre olmak üzere 5 rehber ilke dolayısıyla odak noktası bulunuyor. Çiftliklerde bu 5 ilkeye uygun 4 tip kafes sistemi kullanılıyor: Geleneksel kafesler, zenginleştirilmiş kafesler, serbest menzilli kafesler ve Kanada'da 'serbest koşu' olarak da adlandırılan kafessiz sistem.

Kanada’da standartlara uygun olarak organik üretim yapmak serbest. Kanada Yumurta Çiftçileri’nin 2016 yılında Kanada'nın önümüzdeki 20 yıl içinde geleneksel kafesleri aşamalı olarak kaldıracağını duyurmasından sonra Burnbrae Çiftlikleri de bu kafesleri operasyonlarından yavaş yavaş kaldırmaya başladı.

Burnbrae Çiftlikleri için hayvan refahı son derece önem taşıyor. İşletme, tavukları güvenli ve insancıl bir şekilde yetiştirmek, bilimsel araştırmalar ve diğer kanıtlar ışığında hayvan bakımı uygulamalarını sürekli iyileştirmek konusunda oldukça kararlı.  Hudson, tavuk yetiştiriciliğindeki uygulamaların çiftliklerindeki kaynakların verimli kullanımı üzerindeki etkisinin ve yumurta tavuğu yetiştiriciliğinde yem üretiminin başlıca emisyon kaynaklarından biri olduğunun farkında olduklarını söylüyor.

"Tavukların değişen genetiği bizleri 100 haftada 500 yumurtaya ulaştırabilir."

Yumurta çiftçiliği, araştırma ve yenilikler sayesinde hayvansal proteini en verimli şekilde sunma potansiyeline sahiptir. Mükemmel beslenme, biyogüvenlik, sağlık ve aşılama programlarını sürdürerek yaşam kalitesini ve yumurta üretimini iyileştirmek, böylece ayrılmış kaynakların kullanımını azaltmak mümkün olabilir. Daha iyi şartlarda yaşayan daha sağlıklı tavuklar daha fazla yumurta üretir. Bugün, tavukların değişen genetiği daha uzun sürü döngülerine ve bizleri 100 haftada 500 yumurtaya ulaştırma olanağına sahip, bu da kaynak kullanımını azaltarak genel olarak sektör verimliliğini artırabilir.

Burnbrae Çiftlikleri, çevresel etkilerinin azaltılmasına yönelik olarak çiftliklerdeki  gübre yönetiminde iyileştirmeler yapmayı ve yumurtalar için kullanılan sürdürülebilir ambalajlara odaklanmayı planlıyor.

Nando's Restaurant’ın tavuk satışlarındaki başarı öyküsü

Nando's İngiltere ve İrlanda’dan sorumlu ürün direktörü Judith Irons'a göre, Güney Afrika menşeli popüler Nando's restoran zinciri artık bir "kültürel güç". Sadece 2 malzeme, tavuk ve peri-peri sosuyla yola çıkan şirket, şu anda 1 milyar İngiliz Sterlini'ni aşan bir ciroya sahip.

kişi, iç mekan, gülümserken, poz içeren bir resim

Açıklama otomatik olarak oluşturuldu 

Nando's İngiltere ve İrlanda'dan sorumlu ürün direktörü Judith Irons, sadece iki bileşenin bile büyük bir  fark yaratabileceğini söylüyor.

Judith Irons, Nando's’un aslında kültürel bir güç haline geldiğini ve bunu geldikleri yer olan Güney Afrika'da, ama sonra giderek daha fazla - özellikle işin Birleşik Krallık kısmında - Z kuşağı müşterileri ile, yani 18-24 yaş grubundaki kişilerle kendi dillerinde konuştukları için başarabildiklerini belirtiyor. Bu başarıda kültürlerin, müziğin ve sanatın yankısı görülüyor.

Nando's, hızla büyüyen endüstriyel piliç türlerinden daha yavaş büyüyen bir türe geçiş için bir refah taahhüdü olan “Daha İyi Tavuk Taahhüdü’ ne (Better Chicken Commitment) imza attı.

Gıda teknolojisi uzmanlığı geçmişine sahip olan Judith, Nando's’un insanlara sürdürülebilir bir şekilde protein üretmeye ve sunmaya yardımcı olabileceği güçlü bir konuma sahip olduğunu belirtiyor. Nando's, Avrupa, Asya, Orta Doğu, Avustralya, Yeni Zelanda, Kuzey Amerika ve Kanada'da 1.000'den fazla restoranıyla tüm dünyada temsil ediliyor.  Bununla birlikte, en büyük pazar, şirketin genel cirosunun çoğunu oluşturan 450 restoranla Birleşik Krallık'ta bulunuyor. Şirket, Covid-19 sırasında teknoloji çözümleri ve yeni işbirlikleri geliştirerek tüm restoranlarındaki ticareti evlere servis sistemiyle sürdürdü ve bu dönem boyunca cirosunun %50'sinden önemli ölçüde fazlasını elinde tutmayı başardı. Şimdi restoranlar yeniden açıldı.

Nando's, mevcut hızlı büyüyen endüstriyel piliç türlerinden daha yavaş büyüyen bir türe geçiş için bir refah taahhüdü olan Daha İyi Tavuk Taahhüdü’ ne (Better Chicken Commitment) imza attı. Bu taahhütte tavuklar yine ticari ölçekte yetiştirilmektedir, ancak kesim ağırlığına ulaşmaları daha uzun sürmektedir. Bu da tavuklara bağışıklık sistemlerini ve bağtavuğırsak sağlıklarını geliştirme ve kemik gelişimlerni koruma şansı verir. Irons, daha yavaş büyüyen tavuk cinslerinin, daha düşük stoklama yoğunluğunda yetiştirildiğini bunun da refah sonuçlarını ele almak, iyileştirmeye çalışmak ve tavukların daha az stresli bir ortamda yaşayarak doğal davranışlarını sürdürmelerine izin vermek anlamına geldiğini söylüyor. Nando's 2026 yılına kadar tüm ürünlerinde  daha yavaş büyüyen tavuklara geçmeyi hedefliyor.

Nando's’un bir diğer hedefi ise 2030 yılına kadar karbon nötr bir şirket haline gelmek. Bunu yapmak için restorandaki her tavuk tabağının karbon etkisini yarıya indirmek gerekiyor. Nando’s bu alanda fark yaratabilecek en önemli 2 şeyin tavuklar ve yemler olduğunu düşünüyor ve hedeflerini gerçekleştirmek için bu alanlarda da iyileştirme yapmayı taahhüt ediyor.

Loading...