Skip to main content

Besin maddesi yönetiminde bir sonraki sınır

Son birkaç yıldır bağırsak sağlığı performanstaki avantajı muhafaza etmede kritik bir faktör olmuştur. Kanatlı üretimi şiddetli kuraklıklarla ve dünya çapında Avrupa büyüme teşvikçisi olarak antibiyotiklerin kullanımı ile ilgili yasakla karşı karşıya gelmiştir. Yumurtacı, broiler ve hindi işletmeleri için bu sene tek sabit ve belki de en kritik unsur bağırsak sağlığını iyileştirme ve sürüde maksimum performansa ulaşma hedefi gibi gözükmektedir.

Bağırsak sağlığı kanatlı üretiminde hayati bir rol oynar. Yalnızca sağlıklı bir bağırsak maksimum miktarda besin maddesini absorbe edip sindirebilir ve rasyondan maksimum fayda sağlayabilir. Sindirim sistemi zarar görürse, enerji ve protein gereksinimleri keskin bir artış gösterir. Bu da kanatlının büyümesi için hazır olan besin maddelerini önemli derecede azaltır, böylece ortaya çıkan yavaş ağırlık artışı yem verimliliğinde büyük bir azalmaya sebep olur. Ayrıca, bağırsak sorunlarının çoğu yem alımında bir azalmaya yol açarak kanatlı performansını ilaveten etkileyebilmektedir.

Bağırsak sorunları problemlerinin getirdiği yan etkiler yem dönüşümünde azalma ve düşük ağırlık artışından ibaret değildir. Sağlıksız bir bağırsak dışkının nem içeriğini arttırıp dışkı şartlarını olumsuz etkileyecektir. Bu da kümesteki amonyak seviyesini yükseltebilir ve buna bağlı olarak daha fazla solunum problemine yol açar. Nemli dışkının ayrıca dermatitis, iç diz yanıkları gibi sorunları arttırdığı görülmüştür. Azgelişmişlik ve büyümede gerilik, karışmış tüyler ve artan ölüm oranı da meydana gelebilir.

Sağlıksız bir bağırsağın yol açtığı bu sonuçlar ile tarlada bu sene mahsullerimizin karşılaştığı sorunlar düşünüldüğünde iyi yem kaynakları bulunması kanatlı üretimi için hiç olmadığı kadar önem kazanmıştır. Yetersiz yem kalitesi bağırsak sağlığını ve sindirim yolunun tüm etkinliğini her zaman olumsuz etkileyecektir. Son veriler bazı mikotoksinlerin intestinal bariyeri zayıflatabileceğini ve buna bağlı olarak Salmonella enteritis gibi bazı istilacı mikropların bu duvarı daha kolayca aşarak kan akışına ulaşma riskini arttırdığını göstermiştir.

Bu sonuçlarla beraber, her işletme bağırsak florası yönetim programlarını iyi hazırlamalıdır. Bu programın içinde bağırsağa yararlı organizmalar takviyesinde bulunmak, ortamı hazırlamak, patojenleri ortamdan ayırmak, dayanıklılığı arttırmak ve yem geçişini azaltmak bulunmaktadır.  Bu da kuluçkalamadan hemen sonra bir probiyotik veya yarışmacı dışlama (competitive exclusion) kullanmayı içerir. Antibiyotik kullanılmadığı zaman, optimal bir bağırsak mikroflorası muhafaza etmenin kilit faktörü sindirim yoluna doğru besin maddesi akışını kontrol etmektedir. Rasyonun sindirilebilirliği, malzeme seçeneği ve enzim kullanımıyla en yükseğe çıkarılmalı ve böylelikle bakteriyel büyüme için aşırı substrat önlenmelidir. Ayrıca rasyonda ve içme suyunda uygun bir organik asit kullanımını değerlendirmemiz gerekir.  Su uygulaması ile beraber nekrotik enteritis riskinin özellikle yüksek olduğu kuluçkaya yatma süresi veya üretimdeki ileri aşamalar gibi kritik fazlar özellikle ele alınabilir. Son olarak, bağırsak florası yönetim programının içinde tip 1 fimbria blokeri ile istenmeyen organizmaların bağlanma mekanizmasını bloke etme ve böylece bağırsaktaki yararlı organizmalarla rekabet etme yetilerini azaltma bulunmaktadır. 

Bağışıklık modülasyonu ve bağırsak sağlığındaki iyileşmede oynadığı rollerle “büyüme teşvikçisi” olarak düşünülen birincil maya suşunun dış duvarından elde edilen ikinci nesil mannozca zengin fraksiyona (MRF) dair yeni veriler ortaya çıkmıştır. Nutrigenomik kanıtlar sindirim enzimleri ve iyileştirilmiş savunmalarla ilişkili genlerin yukarı regülasyonunu göstermektedir. Actigen® olarak bilinen söz konusu MRF’nin ayrıca bağırsaktan istenmeyen organizmaları bloke ettiği görülmüştür.

Nutrigenomi kanatlıda binlerce genin ifadesindeki değişikliğin yem ürünü veya rasyona tepki olarak tespitinin ve ölçümünün aynı zamanda yapılmasını sağlayarak, bir konseptin kanatlının metabolizmasını ve sağlığını nasıl etkilediğini daha kapsamlı bir şekilde anlamaya yardımcı olur. Gözlemlenen gen ifadesindeki değişiklikler arasında karbonhidratın regüle ettiği bağırsak enzimi üretimi, hücre döngüsünde kısalma ve bağırsak viskositesinde artış ile bir sorun modeliyle test edildiğinde sıcaklık şoku proteini üretimi yer alır.

Dr. Danny Hooge ve arkadaşları bu karbonhidrat fraksiyonunu kullanarak var olan basılı broyler performans denemelerinin meta analizini tamamladı ve negatif kontrol rasyonuna kıyasla 129 gr. daha fazla vücut ağırlığı, yem dönüşüm oranında 4.5 puanlık iyileşme ve ölüm oranında yüzde 0.76 azalma hesapladı . (Hooge ve ark. 2013)

Artan yem fiyatları ve antibiyotik kısıtlamalarına karşı global hareket ile beraber kanatlı üretiminde yeni bir sınıra ulaşıyoruz. Sağlıklı bir sindirim yolu fethedilecek yeni bir alan haline geldi ve kanatlıların genetik potansiyeline ulaşmasının tek yolu. Kanatlı işletmelerinin bağırsak mikroflorasını yeterli ve düzgünce beslemek, istenmeyen organizmaları ayırıp yerine istenenleri yerleştirmek için temel hijyen, yönetim ve yem programlarını optimize etmeleri, bir yandan da bağırsak sağlığı, yem verimliliğini iyileştirmek ve performansı maksimize eden yeni teknolojilere doğru yol almayı gerekmektedir.

Tablo 1: Actigen takviyesi yapılan rasyonlarda gözlemlenen faydalar (Hooge ve ark. 2013)

İstatiksel analiz 

Canlı ağırlık, kg
(% göreceli)

FCR veya F/G
(% göreceli)

Ölüm oranı,
% mevcut
(% göreceli)

Actigen ve Negatif kontrol

Meta-analiz

0,08*

0,033*

-0,8

29 karşılaştırma

(+3,34) 

(-1,84)

(-12,5)

Actigen ve Antibiyotik Büyüme Teşvikçisi

Meta-analiz

-0,005

0

-0,05

20 karşılaştırma

(-0,19)

(0)

(-0,82)

* Anlamlı fark  p<0,001

Loading...